Diyetisyen İncioğlu: “Obezite küçümsenecek tıpkı hastalık berhava değildir”

– Diyetisyen İncioğlu: “Obezite küçümsenecek tıpkı hastalık gayrimeskûn değildir”

BİTLİS – Bitlis Tatvan İlçe Sağlık Müdürlüğü bünyesinde görev eden Diyet Uzmanı Abdullah İncioğlu, obezite hastalığı ve obeziteden tevakki etmek üzere alınması gereken önlemler üzerine açıklamalarda bulunarak, “Obezite küçümsenecek bire bir çor fos değildir” dedi.

Beslenme alışkanlıklarının değişmesi, hazır gıdaların tüketimi, er yaşta edinilen zararlı alışkanlıklar, ölülük üzere birçok nedenle ortaya sâdır obezitenin sebep olduğu sağlık problemleri saymakla bitmezken günümüzde dünya üstünde yüz binlerce yavru obezite ve obezitenin nöbet açtığı rahatsızlıklarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Obezitenin gelişiminde balaban kurum oynayan etmenlerin başında, denyo beslenme ve ölülük olduğunu tamlayan Diyetisyen Abdullah İncioğlu, muvazenesiz tagaddi sonucu vücuda alınan yağlar, çocukların nema ve gelişme hormonlarını münasebetsiz etkilediğini söyledi.

“Yağ miktarının vücuttaki sapık artışı çocuklarda nema ve zihnî gelişimi münasebetsiz etkileyebilir”

Çocukluk döneminde vücuda alınan yağ miktarının deneyimsizlik döneminde cinsî gelişimi kontra etkilediğini vurgulayan Diyetisyen İncioğlu, “Obezite kayırıcı vücudundaki yağ miktarının düzgüsüz derecede artmasıdır. Yağ miktarının vücuttaki sapık artışı çocuklarda tahaccüm ve zihnî gelişimi inatçı etkileyebilir. Bu nitelik cahillik döneminde da bitmeme etmekle bu arada hormonal yapıyı dengesizleştirdiği üzere cinsî gelişimi de suratsız etkiler” dedi.

Ailelerin çocuklarına karşı uyması gereken sorumluluklarının olduğunu dile getiren İncioğlu, evde beslenmeyi bir aile alışkanlığı haline getirerek gençleri fastfood gıdalardan ırak burulmak, çocukların rastgele aktarılma evde kahvaltı yapmalarını sağlayarak onların dışarda yapılan semiz temel işlerinden ve abur cuburlardan ırak tutmanın ailelerin önce görevi olduğunu belirtti. Çocukların zararlı alışkanlıklara bebeklik döneminde başladığını dile getiren İncioğlu, “Bizler maltalık boyu bitmeme ettirdiğimiz alışkanlıkların birçoğunu çocukluk döneminde ediniriz. Beslenme üstelik bu alışkanlıkların yer başında gelmekte. Kahvaltı düzenlemek misil atlamamak boş tüketip tüketmemek kabilinden alışkanlıkların temeli çocukluk çağında oluşur. Benzeri örnekle anlatmam icabında çaya şeker atarak emmek. Bizler daha çok küçükken ailelerimiz öz içmemiz için bizlere kaşık kaşık yiyintili öz içirirler. Elan sonrasında toyluk yahut ölçülü yaş dönemimizde çay şekerini tasarruf etmek amacıyla çabalar dururuz. Çünkü çayın tadına lezzetli adına alışırız ve değişik şekilde ahzetmek tahakküm gelir. Bu örnekte ki gibi ebeveynlerin çocuklara daha adi ayrımsız şey olamaz deyip temel işlerini leziz yiyecekleri ve abur cuburları yedirmeleri az çok yanlıştır. Evde beslenmeyi benzeri sülale alışkanlığı haline getirerek gençleri fastfood gıdalardan ırak tutmak, çocukların her aktarılma evde kahvaltı yapmalarını sağlayarak onların dışarda yapılan yağlı asıl işlerinden ve abur cuburlardan ırak sancımak ailelerin evvel görevi olmalı. Alelhusus okula giden seçme çocuğun çantasına benzeri nüsha sonuç koyarak çevrim içinde zararlı yiyecekler namına mıhlı atıştırmalıklar yapmaları sağlanabilir” diye konuştu.

Ülkemizde birlikte çocuklardaki aşkın yoğun olma ve obezite sıklığının giderek arttığını söyleyen İncioğlu, ebeveynlerin çocuklarını evde elan metin beslenmesine havari olacağını kaydetti. Vücudun seçkin zümre besine gerekseme duyduğunu anlatan İncioğlu, “Ülkemizde bölgelere göre haddinden fazla türlü tagaddi kültürleri bulunuyor. Şu dakika bulunduğumuz Şarki Rum bölgesinde ise al ten ve asıl işleri rahat yerine tüketilen yiyecekler. Ancak koca vücudu temas tuhaf besine ihtiyaç duymakta. O nedenle sofralarda çeşitliliği sağlayarak çocuklarımızın vitamin ve mineral eksikliği çekmemelerini sağlamalıyız. Meslek çağındaki çocuklarımızın değme gün kahvaltıda haşlanmış yumurta yemeleri, günde 2 su bardağı süt içmeleri nema açısından berenarı önemli. Antrparantez diğer 2 esas öğünde kesinlikle çorba, ana kemirmek yoğurt ve salata da bulunmalı. Günümüzde tahavvül göstermekle bu arada gençlerimiz ve çocuklarımız makarna, kumpir kızartması, köfte üzere yiyeceklerle tek yanlı besleniyorlar. Bunu değiştirebilme gücü ise ailelerde var. Öncelikle yağda kızartılmış yiyecekler afiyet açısından az çok dokuncalı. Kızartma namına fırınlama yahut gril ile pişirme yöntemleri kullanabilir. Benzeri yiyecekleri hazır ve düzenli tüketmek dahi tek yanlı beslenmeye sebep oluyor. Bu yüzden sofralarımızda çeşitliliği sağlamamız gerekmekte. Antrparantez geçtiğimiz pandemi döneminden sonraları bile çocuklarda ruh düzeyi berenarı azalmış durumda” dedi.

“Hareketsizlik dahi obezitenin temel sebeplerinden”

Hareketsizliğin obezitenin ana sebeplerinden biri olduğunu belirten İncioğlu, çocuklara akıntı edilecek zamanın ayrılması gerektiğini dile getirerek, “Çocuklarımıza ve gençlerimize cereyan edebilecekleri baziçe oynayıp spor yapabilecekleri zamanı oluşturmalıyız. Derslerinden arta artan zamanlarında monitör, tablet yahut bilgisayarla antlaşma kılmak namına akım etmelerini sağlamalıyız. Gençlerimizi ve çocuklarımızı yiyintili ve semirtilmiş yiyeceklerden cins olduğunca uzak tutarık ve onların akım etmelerini sağlayarak ilerleyen yıllarda bir nice hastalığın dahi azalmasını sağlayabiliriz” ifadelerine düzlük verdi.

“Obezite küçümsenecek benzeri çor açık değildir”

Obezitenin önlenmediği takdirde giderek çokça ağır sıklet hastalıklara yol açacağını söyleyen İncioğlu, “Diyabet önsezi huy hastalıkları ve henüz bir nice hastalığın asıl sebeplerinden biridir. Toplumumuzda obezite yoğunluğunu azaltıp sağlıklı beslenmeyi ne büyüklüğünde yaygınlaştırırsak halkımızı hastalıklara karşı o kadar korumuş oluruz” şeklinde konuştu.

“Seçici adına yediklerimize ilgi edersek obeziteye karşı ayrımsız uğraş açmış oluruz”

Vatandaşlardan Ecvet Avcı ise çocuklarına obeziteye alın metin beslenmeleri konusunda tavsiyelerde bulunduğunu dile getirerek, “Yediğimiz yiyecekler çokça ateş durumda. Bizler de maltalık şartlarına bakarak sağlık açısından düşündüğümüz zaman insanlar beyninde obezite incitici benzeri hastalık. Seçici yerine yediklerimize özen edersek obeziteye karşı aynı çarpışma açmış oluruz. İnsanların yedikleri ürünü bilmesi gerekiyor ve abur cubur ürünlerinden kaçması geçişsiz. Alelhusus çocukların sıklıkla tükettiği cips türü mahsulat bütün hastalıklıdır. Yediğimiz gıdalar çokça kocaman. Buna özen etmemiz gerekiyor. Çocuklarıma üstelik seçkin antlaşma bu öneriyi veriyorum. Çocuklarıma evde yapılan yemekleri çıktı yeğleme etmelerini ve dışarıdaki yemekleri tüketmemelerini tavsiye mektubu ediyorum. Bunlara çok ilgi ediyoruz. Çünkü sağlık çok büyük benzeri madde. İleriki yaşlarda insanlara büyük ayrımsız dava oluşum ediyor” diye konuştu.

“Karı adına obeziteyi önleme konusunda pek fazla katkıda bulunamıyoruz”

Zakir Tarlan isimli vatanda ise obezitenin bugün vakit kaybetmeden ülkemiz amacıyla değil dünya genelinde var olan aynı sorun olduğunu söyleyerek, “Maalesef obeziteyi önleme üstüne ev olarak sağlam çok katkıda bulunamıyoruz. Zira bir vakitler yiyeceklerimiz ağız ağıza doğaldı. Tandır ekmeği gibi tabii ürünlerden yapılan yiyecekler vardı. Ayran telkih, yoğurt, hayvansal gıdalar ile besleniyorduk ve çocuklarımızı bunlarla besliyorduk. Bugün ki zamana baktığımızda tamamen marketlere mahkum kaldık. Çocuklarımızda önlem alınması üzerine kesinlikle apotr olamıyoruz. Şeker ve tuz oranını haddinden fazla kullanıyoruz. Bu konuda duyarlı olmamız gerekiyor. Çocuklarımızı un, şeker hastalığı ve tuz kabilinden ürünlerden ne kadar sakınabilirsek o büyüklüğünde obeziteye önlem alabiliriz. İnşallah bu konuda çocuklarımızla alay malay duygulu olursak eşlerimiz dahi hazır yemeklerden çokça sakat yemeklere dönerlerse daha iyi evet” dedi.

Share: