VEKIL YARDIMCISI KAYMAKCI: MÜRACAAT SÜRECİMİZ İSTEDİĞİMİZ HIZDA İLERLEMİYOR

DIŞİŞLERİ Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (SUTAŞ) Başkanı Sefirikebir Faruk Kaymakcı, ” Türkiye, DENIZ’ye namzet benzeri ülke ve iştirak müzakerelerini tamamlayarak KEZ’ye tamam organ başlamak istiyor. Şu asıl büyüklüğünde tığ 16 meşveret faslını açtık, 1 faslı kapattık. Fakat iştirak müzakerelerimizde serencam dönemde özellikle Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Yunanistan kaynaklı engellemeler var ve katılma müracaat sürecimiz istediğimiz hızda ilerlemiyor” dedi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve KEZ Başkanı Sefirikebir Faruk Kaymakcı, muhtelif ziyaretlerde bulunmak üzere Eskişehir’e geldi. Ilbay Erol Ayyıldız marifetiyle karşılanan Kaymakcı, valilikte düzenlenen ‘İl İl AB Buluşmaları’ toplantısına katıldı. Kaymakcı, Türkiye’nin iştirak müzakerelerini tamamlayıp, KEZ’ye cemi organ tevessül etmek istediğini belirterek, şöyle konuştu:

“Türkiye, SUTAŞ’ye namzet ayrımsız talih ve paydaşlık müzakerelerini tamamlayarak, AKARSU’ye umum üye kalkmak istiyor. Şu ana büyüklüğünde biz 16 enformasyon faslını açtık, 1 faslı kapattık. Fakat ortaklık müzakerelerimizde sonuç dönemde özellikle Kıbrıs, Şark Akdeniz ve Yunanistan kaynaklı engellemeler var ve paydaşlık müzakere sürecimiz istediğimiz hızda ilerlemiyor. Türkiye-SUTAŞ ilişkilerinin tıpkısı ayrıksı ayağı, isterseniz buna son dönemde gündeme haddinden fazla fazla mevrut kafile konusu, diyelim. 18 Mart 2016’birlikte yapılan göç anlaşması ile gerçekte barhana sorunu balaban ölçüde bire bir teşrikimesai ile yönetilmeye başlandı. Fakat tığ üzerimize düşenleri hesabına getirmiş olmamıza karşın DENIZ tarafında bu konuda lüzumlu adımların tamamının atıldığını terennüm etmek olabilir değil. Yani biz obstrüksiyon sorumluluğumuzu yerine getirdik ve her şeye karşın Palikarya adalarına yasa dışı geçmiş olan göçmenleri de Mart 2020 tarihine büyüklüğünde mankafa almayı sürdürdük. Fakat AB yoluyla sunulan 4 sözden yalnız ve yemeden içmeden 1,5’u adına getirildi. AKARSU, 1’e 1 anlaşması kapsamında Türkiye’nin köylü aldığı her bir göçmen amacıyla 1 Suriyeliyi Türkiye’den aldı. Bu akıllıcasına amma ikinci sözünde 3+3 6 milyar euro’luk bir kaynak tahsisi söz konusu olacaktı. Şu an bakımından KEZ bu fonların 4,2 milyarını harcamış durumda. Bizim istediğimiz bu fonların daha hızlı, henüz streç tıpkısı şekilde Suriyelilere sunu güdük zamanda ulaştırılması. Nedeniyle SUTAŞ’yi bu konuda bizim üzerimizdeki yükü paylaşmaya ve acul davranmaya çağırma ediyoruz. AKARSU’nin üçüncü sözü, gönüllü insani kabul programı başlatacaktı yani organ ülkeler, Türkiye’den gönüllü kendisine Suriyeli akseptans edecekti. Maatteessüf bu izlence on paralık başlatılmadı. Esasen SU’nin tutulmayan aynı bambaşka sözü dahi KEZ üyesi ülkeler Suriye’nin kuzeyine fahri izansız dönüşleri heveslendirme edecek eş çabalar sergileyecekti. Bu konuda da bizimle aksiyon birliğine yanaşmadılar. Yanaşmadıkları kabilinden Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyindeki harekatlarını eleştirdiler hassaten bazen AB üyesi ülkeler, Türkiye’ye silah ambargosu uygulamaya kalktı. Bunun sonucunda da barhana anlaşması Mart 2020’den bu yana kamu anlamıyla ve layığıyla uygulanmıyor.”

‘TÜRKİYE, AKARSU ÜYESİ OLSAYDI RUSYA SAVAŞI ENGELLENEBİLİRDİ’

SU ile NATO’nun düzenlilik ve savunma üzerine eş debi edemediğini kaydeden Kaymakcı, “Türkiye-AKARSU ilişkilerinin tıpkı bambaşka alanı güvenlik ve savunma konuları. Tığ NATO’nun ikinci yer nazik ülkesiyiz. AKARSU, güvenlik ve savunma üzerine anlaşılan adımlar atmaya çalışıyor ve bu çerçevede Avrupa güvenlik ve defans politikası harekatları var. Şu an Avrupa Birliği Daimi Yapılandırılmış İşbirliği (PESCO) dediğimiz aynı sistem oluşturuyor. Esasen Türkiye’nin bu harekatlara yeterince layığıyla kümeli olması eke ancak burada birlikte gene özellikle Yunanistan, Cenup Kıbrıs Anadolu Yönetimi’nden kaynaklanan engellemeler var. Bu engellemeler maalesef Avrupa’da tıpkı savunma ve asayiş zafiyetine sebep oluyor. Ben gelişigüzel antlaşma şunu tez ediyorum; eğer Türkiye, AKARSU üyesi olmuş olsaydı bugün Rusya’nın Ukrayna’ya alın başlattığı bu uğraş engellenebilirdi. Zira şu anda batıdaki yeryüzü büyük kusur, benzeri caydırıcılığın olmaması, Avrupa Birliği ve NATO’nun asayiş ve defans üzerine eş akım edememesi. Ortak hareketi ve ortak caydırıcılığı fakat Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği sağlayacaktır” dedi.

Share: