Tenis oynayan kişilerde artık oluşan “tenisçi dirseği” hastalığı, civar kolu kahir gelişigüzel nev aktivite sonucu görülebiliyor. Hastalığın çaput şet, tornavida-pens kullanma, boya-badana etme üzere nedenlerle ortaya çıkabileceğini belirten Doç. Dr. Entelektüel Arslan, yeryüzü önemli belirtinin dirseğin dış bölümünden kolun madun kısmına büyüklüğünde yayılan ağrı olduğunu rapor etti. Aslan, Bu hastalık genişlik çok tesisatçılar, boyacılar, dokumacılar, araba tamircileri kabilinden yöre kolu zorlayıcı çığır gruplarında görülüyor” uyarısında bulundu.
Tekrarlayan zorlanmalara sınırlı namına ortaya sâdır; tababet dilinde “lateral epikondilit”, ahali beyninde bile “tenisçi dirseği” hastalığı kendisine bildik bu keyif sorunu, lateral epikondil denilen bölgedeki kas ve kemik birleşkesindeki yıpranma veya yırtıkla meydana geliyor. Civar kolu kahir hareketler sonucunda görülebildiğini ifade eden İstanbul Gelişim Üniversitesi Afiyet Bilimleri Fakültesi Ortopedi ve Sarsıntı Bilimi Bölümü’nden Ortopedi ve Sarsıntı Bilimi Uzmanı Doç. Dr. Görgülü Arslan, tenisçi dirseğinin genellikle 30-50 yaş arasındaki kişilerin karşısına çıktığını söyleyerek, kimi zaman tek illet olmaksızın görülebildiğini belirtti.
“TENİSÇİ DİRSEĞİ” BU ÇIĞIR GRUPLARINDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR
Tenisçi dirseğini tıpkısı spor yaralanması namına değerlendirmektense, iz hastalıkları kategorisine karışma etmenin henüz akıllıca olduğunu belirten Doç. Dr. Vazıh Arslan, “Tenisçi dirseğini, civar kolu zorlayan gelişigüzel çeşit etkinlik ve uygulama sonucunda görebiliyoruz. Çaput sıkma, tornavida-pens kullanma, boya-badana kabilinden uygulamalarla ortaya çıkabiliyor. En haddinden fazla; tesisatçılar, boyacılar, dokumacılar, araba tamircileri kabilinden yöre kolu zecrî iz gruplarında görülüyor. Öte yandan, gelişigüzel yaşta karşılaşılabilse de genellikle 30-50 yaş arasındaki kişilerde tespit ediliyor. Kimi Zaman tek neden olmaksızın görülebilir” dedi.
ÇAYDANLIK KALDIRIRKEN BİLE AĞRI ARTABİLİYOR
Tenisçi dirseğinin bildirme yüce belirtisinin dirseğin dış bölümünden kolun zir kısmına büyüklüğünde yayılan dert olduğunu rapor fail Doç. Dr. Arslan, “Hastalar, lateral epikondil dediğimiz bölgede, kemik çıkıntının üzerinde dert hisseder. Halk bileği yukarıya makul büküldüğünde veya ahali ile aynı öz sıkıldığında, dolay dal sırtında bulunan kaslar kasılır. bununla birlikte dirseğin dış bölümündeki yapışma yeri zorlanır. Dert bazı bazı şiddetlenir. Çaydanlık kaldırırken, bez sıkarken, tornavida ve pense kabil aletleri kullanırken da artar. Yaptığı işten belde kol gücünü almak zorunda olan eşhas bu ağrılardan dolayı rahat çalışamaz. Günce hayatı menfi etkiler. Dinlenirken de dert devam edebilir” şeklinde belirtti.
“TENİSÇİ DİRSEĞİ ÇOK İNATÇI BİR HASTALIKTIR”
Arslan, “Hastanın şikayetleri ve taharri bulguları ele alınarak, doktor yoluyla tanılama rahatlıkla koyulabiliyor. Alttaki yatan nedenleri bakmak üzere röntgen çekimi istenebilirken, teşhis kesinleştirilemediyse MR tetkikinden yardım alınabiliyor. Şayet yakınmalar çok pahal değilse tenisçi dirseğinin tedavisi ameliyatsız yapılabiliyor” açıklamasında bulundu.
Soğuk aplikasyon, dirseklik, antiinflamatuar reçete kullanımı, hikmet otama, kortizon ve PRP uygulamasının ameliyatsız yöntemler arasında olduğunu ifade eden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Aydınlık Arslan, “PRP’de kişinin kendi kanından elde edilen hazır para tekrar vücuda enjekte ediliyor. Ölçüsüz derecede yıpranma sıfır durumlarda lateral epikondil bölgesine uygulanarak tedavi sağlanabilir. Genellikle yegâne vizyon yeterli olsa dahi bazen 2 veya 3 gösterim gerekebiliyor” dedi.
Ameliyatsız yöntemlerden yarar görülmezse ameliyata gitmek gerektiğini tamlayan Doç. Dr. Aslan, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:
“Faaliyetler lokal duyum yitimi altında uyutulmadan yapılıyor. Yıpranan tendon yapışma yerinden ayrılır; problemli mıntıka temizlendikten sonradan tendon gene dikilir. Ameliyattan sonraları 3 hafta büyüklüğünde çiğin-dal askısı kullanılıyor. 3 haftadan bilahare parasız mıhlı ve alışılagelen hayatına dönebilir. Tenisçi dirseği çokça damarlı benzeri hastalıktır. Cerrahi tedavi sonrasında birlikte tekrarlama ihtimali vardır.”
