İran’da ölüm cezası kararları: Yargılananlara defans amacıyla 15 zaman veriliyor

7 Ocak’ta ölüm cezası edilen 22 yaşındaki Muhammed’in hikayesi ve yargılanma süreci, İran’da yargılamaların ve idam cezalarının eylemlere cebin pekâlâ kullanıldığını birlikte gözler önüne seriyor.

İran’birlikte Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltındayken ölümü sonrası başlayan ihtarname gösterilerine katılanlar idam tehdidiyle cebin karşıya.

İran İnsan Hakları Eylemcileri Haber Ajansı’na (HRANA) göre, şimdiye kadar 22 can eylemlerle bağlatılı namına idam cezasına çarptırıldı, dört kişinin cezası infaz edildi.

Son olarak 7 Ocak’ta 22 yaşındaki karate şampiyonu Muhammed Mehdi Karami, idam edildi.

BBC Acemce Servisi’nin edindiği bilgiye göre, Muhammed’e kendisini himaye etmek amacıyla sadece 15 dakikadan birkaç süre verildi.

Gözaltına alındıktan 65 dönüş sonraları idam edilen Muhammed’in idam cezasına çarptırılması, İran’birlikte otoritelerin protestocuları caydırmak amacıyla mahkemeleri lacerem kullandığını ortaya koyuyor.

Son kendisine İngiltere üzere çaşıtlık yapmakla suçlanan bozuk savunma nazır yardımcısı Mürtefi Sevda Akbari’nin ölüm cezası edilmesi, dünya genelinden reaksiyon topladı ve bir nice devlet eliyle kınandı.

“Çaşıtlık” suçlaması ve ihtarname eylemleri ortada benzeri ahzüita olmasa birlikte, Akbari’nin hücre cezasına çarptırılması ve zor tarafından ‘suçunu itiraf etmesi’, özge eylemcilerin yaşadıklarına benziyor.

‘Anneme tıpkısı öz gelir’

İdam edilen 22 yaşındaki Muhammed Mehdi, Tahran yakınlarındaki Kerec’birlikte, paramiliter Besiç güçlerinin üyesi olan tıpkısı güvenlik görevlisinin öldürülmesiyle bağlantılı adına yakalanmıştı.

Söz konusu olayla ilgilendiren suçlanan 16 kişiden birisiydi. Parçalanmamış şüpheliler 3 çevrim süresince Kerec’deki mahkemede yargılandı.

İran’dahi yargılananlar bir avukatla külah ediliyor ancak bunun kabil vakalarda ve espiyonaj suçlamalarında, bu kumar genelde “hür” olmuyor. Mahkeme, karar otoritelerinin onayladığı listeden bir avukatı davaya atıyor.

Gazetecilerin ve ailelerin mahkemeyi izlemesine ise izin verilmiyor. Mahkemede neler yaşandığına dair tek kaynak, yetkililerin düzenleyerek yayınladığı ayrımsız video oluyor.

Bu duruşmadan yayınlanan videoda Muhammed Mehdi, endişeli görünüyor. Güvenlik görevlisinin başına taşla vurduğunu itiraf ediyor.

Mahkemenin davaya atadığı avukat, bununla ilgilendiren benzeri itirazda bulunmadan, hakimin Muhammed’i “affetmesini” istiyor. Muhammed ise “kandırıldığını” söyleyip hesabına oturuyor.

Ardından ölüm cezasına çarptırılıyor.

Normalde familya üyeleri sessiz kalma baskısına maruz kalıyor. Fakat Muhammed’in sokaklarda baş bezi satan babası Maşaallah Karami, İran gazetesi Etemad’a konuştu.

Babası, Muhammed’in idam cezası cezasına çarptırıldığı bölüm, gözyaşları içerisinde kendisini aradığını aktardı. Muhammed telefonda şunları söyledi:

“Cet, cezamızı kestiler. Benimki idam cezası. Anneme bire bir şey gelir.”

Babası, Muhammed’in arı olduğuna inandığını söyledi.

Ardından içtimai medyada ‘1500 tasvir’ (1500 fotoğraf) adlı laedri benzeri adisyon, Muhammed Mehdi’nin işkenceye uğradığına ilgilendiren bilgiler paylaştı.

Hesapta, Muhammed’in bire bir görüşmede ailesine, gardiyanlar yoluyla dövüldüğünü ve bayıltıldığını söylediği aktarıldı.

Muhammed’in öldüğünü sanan gardiyanlar onu ırak tıpkısı bölgeye bıraktı ancak sonra halen hayatta olduğu fark edildi.

Muhammed, güvenlik görevlilerinin kendisini tecavüzle tehdit ettiğini ve ” herhangi bir zaman genital bölgelerine dokunduklarını” de açıkladı.

Yargıda proses zahir işliyor?

İran’da mahkemelerden birinin verdiği idam, Temyiz Mahkemesi’ne gönderiliyor. Kayırıcı şiddet onaylasa üstelik buna itiraz edilebiliyor.

Muhammed’in babası, verdiği röportajda, devletin atadığı avukata biraz öğün ulaşmaya çalıştığını ancak yanıt alamadığını söyledi.

Familya daha sonra İran’ın önde gelen âdem hakları avukatlarından Muhammed Hüseyin Aghasi ile temasa geçti.

Aghasi, “Muhammed beni cezaevinden üç nöbet aradı ve onu savunmamı istedi. Ailesi da bire bir talepte bulundu” diyor.

Avukat, yerel mahkemeye ve ardından kayırıcı mahkemeye başvurdu fakat düz aşamada, başvuruları yoksayıldı evet da reddedildi.

İranlı yetkililer, bu yargılamaların protestocuları caydırma amacı taşıdığını defalarca misil dile getirdiler.

Savunmasız bırakılan ‘zanlılar’

Kerec’birlikte ölüm cezası edilen Muhammed Hüseyni de benzer bir önem sürecinden geçti.

Ailesi hayatta olmadığı için toplumsal medyadaki kampanyalarda “Hepimiz Muhammed’in ailesiyiz” sloganı kullanıldı.

BBC Acemce Servisi, zanlının bipolar bozukluğa eş olduğunu öğrendi.

Öte yandan Muhammed Hüseyni, bağımsız milletvekili tıpkısı avukatla savunma yapmayı başardı.

Avukat Büyük Şerifzade Ardakani, onu cezaevinde müzakere etti ve arkası sıra şu tweet’i attı:

“Ülfet boyunca ağladı. İşkenceyi anlattı, elleri sadık şekilde dövüldüğünü, gözlerinin bağlandığını, kafasına tekme atıldığını, bilincini kaybettiğini söyledi.”

Avukat Ardakani, “Suçu işlediğine çevrik itiraflar eziyet altında elde edildi ve yasalı geçerliliği yoktur” dedi.

Temyiz Mahkemesi’ne itiraz fail avukat, mahkemeye 7 Ocak’ta çağrıldı.

Ancak yola çıktığı sırada, Muhammed Hüseyni’nin asılarak ölüm cezası edildiğini öğrendi.

Ardından avukat birlikte gözaltına makbuz fakat kefaletle erkin bırakıldı.

İnsan hakları örgütleri, ‘baskı marifetiyle münfail itiraflara’ ve söz konusu duruşmalara aksülamel gösteriyor.

BBC Farsça, devletin atadığı avukatların çoğu ahit ‘sorgu yargıcı’ kabilinden davrandığı, zanlıları savunmadığı bilgisini aldı.

Share: