Erdoğan: Kentsel Inkılap Olmazsa Olmazdır. İşte Onun Bedellerini Ödüyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hareket bölgesi Osmaniye’dahi, “Balkon tıpkısı tanesi, ‘Kızılay nerede’ diyor. ‘Ne çadırını ne yemeğini görmedik’ diyor. Be düşkün, be namussuz, be erzel. Günde tahminî 2,5 milyon insana bu Kızılay, yemeğini ulaştırıyor. Hakeza insafsızlık evet mu” dedi. Erdoğan, ” Adana’dahi benzeri tanesi derkenar, ‘Kentsel dönüşüme tığ karşıyız’ diyor. Kim bu? CHP’den tıpkı belediye başkanı. Ego, şehremaneti başkanlığı yaptım İstanbul’da. Kentsel tahavvül denilen olay, olmazsa olmazdır. İşte onun bedellerini ödüyoruz. Ben diyorum kim vatandaşlarıma, ‘Ne peki bize kullanılmamış yıpranmamış bedeller ödetmeyin’. Bu kentsel dönüşümü muhakkak yapmamız geçişsiz” diye niteleyerek konuştu.

Cumhur Reisi Recep Tayyip Erdoğan, balaban tıpkısı yıkıma ve can kaybına misil açan 6 Şubat depremleri ve esbak akşam ezanı saatlerinde Hatay’dahi meydana gelen depremlerin arkası sıra, MHP Genel Başkanı Ululuk Bahçeli ile birlikte bugün Osmaniye’üstelik incelemelerde buldu. Erdoğan, incelemelerinin peşi sıra yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

“Esbak, Hatay merkezli 6.4 ve 5.8 büyüklüğündeki iki depreme biz de Kahramanmaraş’ta yakalandık. Maatteessüf bu depremde bile kayıplarımız ve yaralılarımız oldu. 6 Gücük Ay’tan bu yana ardı ardına yaşadığımız depremler zımnında yüreğimize düşen ateşi anlatmakta kelimeler yetersiz kalıyor. Çöküntü kaldırma çalışmalarında sona geldikçe maalesef acımızla bu arada kayıplarımızın sayısı bile artıyor. Serencam tespitlerimize göre, hareket bölgesinde hayatını kaybedenlerin sayısı 41 bini geçe 115 bin insanımız da gaileli kendisine kurtarıldı. Osmaniye’dahi bin 30 vatandaşımız defnedilirken 2 bin 606 vatandaşımız yaralandı. Bu vesileyle benzeri kat daha depremde son fail kardeşlerimize Allah’tan yağmur, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar niyaz ediyorum.

Geri Hatay ve Kahramanmaraş’ı yine ziyaret ettik. Gelişigüzel ne büyüklüğünde birileri önemsizleştirmek istese bile hemen ülkemizin değil, yabanlık tarihinin genişlik büyük bittabi afetlerinden biri ile karşı karşıya olduğumuz aynı gerçektir.

“ÇIKMIŞ BİR TANESİ, ‘KIZILAY NEREDE’ DİYOR. BE AHLAKSIZ, BE YALANCI, BE ADİ. GÜNDE YAKLAŞIK 2,5 MİLYON İNSANA KIZILAY, YEMEĞİNİ ULAŞTIRIYOR”

Icap depremin etkilediği bölgenin genişliği gerekse pahal şita koşulları geçmiş etapta çalışmalarımızı zorlaştırmış olsa de deprem anından itibaren eksiksiz imkanlarımız şehirlerimiz amacıyla seferber etmiş durumdayız. Kıran bölgesinin tamamına kazmaç, kurumlu, vinç, dozer, kamyon üzere toplam 13 bine mümasil gelişim makinesi sevk ettik. Seçme hangi kadar asıl muhalefetin başındaki ve yanındakiler ‘Azamet yok, erk yok’ diyorlarsa da bunların gören gözü görmez, duyan kulağı sağır, kalpleri mühürlenmiş. İlk günden itibaren heybet polisiyle, askeriyle, jandarmasıyla, cemi düzenlilik güçleriyle bu arada 11 ilimizde yerini almıştır. Taharri-kurtarmadan destek, müzaheret, güvenliğe büyüklüğünde umum hizmetler için 271 bin görevlimizle vatandaşlarımızın imdadına koştuk. Yardımların ulaştırılması, yaralılarımızın sevki, vatandaşlarımızın tahliyesi ve asayiş hizmetlerimizin temini amacıyla elimizdeki kül imkanları kullandık. Bu süreçte farklı kurumlarımıza ilgilendiren 38 gemi, 77 tayyare, 120 helikopter, 45 insansız albeni aracından bilfiil yararlanma ettik. Ayrıca depremzedelerimizin yiyecek-içmece ihtiyaçlarının giderilmesi üzere gereken tedbirleri aldık. Amma gidi, terbiyesizliğini bırakmaz. Çıkacak ayrımsız tanesi, ‘Kızılay nerede’ diyor. ‘Ne çadırını hangi yemeğini görmedik’ diyor. Be ahlaksız, be kaltaban, be muhannet. Günde yaklaşık 2,5 milyon insana bu Kızılay, yemeğini ulaştırıyor. Hakeza insafsızlık evet mu? Yani aynı ülkede öz hava ve kuruluşuna bu derece ahlaksızcasına çalmak, yenilir yutulur bire bir husus değildir.

Bölgeye atıf edilen 300 bin çadırın kurulumu ile toplam 3 milyon 265 bin battaniyenin, 310 bin ısıtıcının dağıtımı gerçekleştirildi. Kulaklarınız duyuyor mu acep? İnanın, bunların kulakları var amma duymaz, gözleri var ama görme engelli. Çünkü bunlar kördür, sağırdır. Halihazırda 865 bin vatandaşımız çadırda. 23 bin 500 vatandaşımız konteynırlarda. İşte burada birlikte demincek önünden geçtik, konteynırlarımız yerleştiriliyor ve gelişmemiş zamanda bunlar yerleşecek ve buralarda de çadırlardaki vatandaşlarımızın anlaşılan aynı kısmı oturmuş olacak. 376 bin vatandaşımız ise Milli Eğitim Bakanlığı ve Deneyimsizlik ve Spor Bakanlığı’mıza ilişkin yurtlarda durma ediyor.

Osmaniye’de 14 bin 450 personelle taharri-kurtarma, arkalama ve bindi çalışmalarını yürüttük. Şehrimizde 132 arama-kurtarma aracı, 74 ambulans, 408 hisse senedi makinesi görev yaptı, bibi yapıyor. Osmaniye’bile 4 bin 500 vatandaşımızı eksantrik illere tahliye ettik. Şehrimizdeki 27 bine mail vatandaşımızı çadırkentlerde, 19 bini aşkın vatandaşımızı bile Milli Eğitim Bakanlığı’mıza ilişkin binalar ile yurtlarda barındırıyoruz. Halen altyapı çalışmaları süren konteynır kentimiz birlikte geçenlerde hizmete girecek.

Çiftçilerimizin tarım ve hayvancılık faaliyetlerini yürütebilmeleri üzere kendilerine herhangi bir nev desteği veriyoruz, vereceğiz. Kalıcı ev inşası amacıyla adımları atmaya başladık. Tıpkısı sene içerisinde tığ bu kalımlı konutları yetiştireceğiz ve vatandaşlarımızı da bu kalıcı konutlara yerleştireceğiz.

“OSMANİYE’DE 9 BİN 550 KONUTLA İŞE BAŞLIYORUZ”

Şimdiye büyüklüğünde, hareket bölgesindeki illerimizde 4 milyon 223 bin özgür bölümden oluşan 1 milyon 123 bin binanın incelemesi yapıldı. Bunlardan 139 bin binadaki 458 bin mutlak bölümün perişan, evgin yıkılacak ve kilolu hasarlı olduğu tayin edildi. Osmaniye’üstelik de 5 bin 175 binadaki 14 bin 424 mutlak bölümün yıkık, müstacel yıkılacak ve dokunaklı hasarlı olduğu görüldü. Osmaniyeli kardeşlerimiz, tamam bu raporlara e-Çap üzerinden etiket numaralarıyla ulaşabilirler. Tabii biz, ağırına hafifine bakmadan şehirlerimizi tümden baştan inşa edecek aynı yaklaşımla akım ediyoruz. Güzeşte Hatay’bile, mart ayında temelini atarak işe başlayacağımız önce 200 bin konutumuzun müjdesini vermiştik. Osmaniye’birlikte birlikte 9 bin 550 konutla işe başlıyoruz.

Bugün ayrımsız erim de köylerimizde dinç vatandaşlarımıza yüklemek istiyorum. Aynı şehir merkezlerimiz üzere köylerimizi bile tıpkı sene zarfında ayağa kaldırmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda, önceki etapta Osmaniye’da bin 361, Adana’birlikte 701, Adıyaman’dahi 8 bin 21, Diyarbakır’dahi 2 bin 927, Elazığ’dahi 386, Hatay’bile 14 bin 141, Kahramanmaraş’ta 12 bin 135, Kilis’te bin 2, Malatya’dahi 17 bin 990, Şanlıurfa’de 2 bin 54, Gaziantep’te 9 bin 130 koyulmak üzere toplamda 70 bin köy evimizi ahırıyla, bahçesiyle, parkıyla zat özgün mimarisine uygun şekilde yaparak adalet sahiplerine doğrulama edeceğiz. Böylecene hoppadak mart ayında, 200 bini hane ve 70 bini köy evi başlamak üzere toplanmış 270 bin vatandaşımızı, ailesiyle gelişigüzel familya sahibi tahsis etmek üzere ‘bismillah’ demiş olacağız.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM DENİLEN FENOMEN, OLMAZSA OLMAZDIR”

Alelhusus 17 Ağustos Marmara Depremi sonrasında attığımız adımların hangi kadar doğru ve yerinde olduğunu deneme ika fırsatı bulduk, kentsel dönüşüm projeleriyle. İşte Adana’de bire bir tanesi derkenar, ‘Kentsel dönüşüme biz karşıyız’ diyor. Ki bu? CHP’den tıpkısı belediye başkanı. Ego, belediye başkanlığı yaptım İstanbul’birlikte. Kentsel dönüşüm denilen fenomen, olmazsa olmazdır. İşte onun bedellerini ödüyoruz. Ego diyorum kim vatandaşlarıma, ‘Ne olur bize kullanılmamış eskimemiş bedeller ödetmeyin’. Bu kentsel dönüşümü gerçeklenmiş yapmamız lazım. Bunu gerçekleştirmemiz geçişsiz ki yataklarımızda huzurlu tıpkı şekilde uyuyabilelim.

Kentsel tahavvül projeleriyle TOKİ aracılığıyla hesaplı dolgun göz hamlelerinin önemini bir öğün elan idrak ettik. Depremin etkilediği bölgelerde yegâne bir TOKİ binası da yıkılmadı. Ülkemizin dört bir yanındaki milyonlarca vatandaşımız, TOKİ’nin düz yazı ettiği konutlarda imdi kendilerini henüz sakıncasız hissediyor. Tıpkısı şekilde, değişik nehiy girişimlerine karşın kentsel dönüşümünü gerçekleştirdiğimiz binalarda hayatiyetli insanlarımız bizlere dua ediyor. Bundan sonraki süreçte herhangi bir iki konuda üstelik elan azimli davranacağız. Gerekirse tekmil kanuni altyapıyı oluşturacak ve ona bakarak birlikte adımlarımızı atacağız.

“BIREY KAYIPLARINDA İHMALİ OLANLAR VARSA BUNLARIN HESABINI ÜLFET UĞRUNDA TETKIK ETMEK BOYNUMUZUN BORCUDUR”

Kayıplarımızı hoşgörüsüz getiremesek birlikte devletimiz, yıkılanın adına elan iyisini, elan güzelini, elan dayanıklısını yapmaya muktedirdir. Osmaniyeli kardeşlerime çağrım şudur; oran ile budun arasına kargaşa sokmaya çalışanlara lütfen prim vermeyin. Depremi mazeret ederek açıkça Türkiye düşmanlığı yapanlara asla kulak asmayın. Yasımıza, acımıza, yer altında yatan canlarımıza hürmeti sıfır fırsatçıların sizi karamsarlığa sürüklemesine lütfen müsaade etmeyin. Bittabi daha eski depremlerde, sellerde, yangınlarda tek insanımızı aç, açıkta bırakmadıysak devletimiz depremzedelerimizin da yanındadır. Yaşanan fert kayıplarında ihmali, kusuru, kastı olanlar varsa bunların hesabını ahbaplik uğrunda bakinmak bile boynumuzun borcudur. Bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Osmaniyeli kardeşlerimden müsterih olmalarını, gönüllerini iyi tutmalarını, devletlerine güvenmeye bitmeme etmelerini bekliyoruz.”

Share: