Anadolu’nun kültürel mirası “Türk kahvesi” geleceğe taşınıyor

Osmanlı döneminde Anadolu’ya giren ve gittikçe pişirme yöntemi, ses seda su, lezzeti, çeşitleri ve köpüğüyle kendine özgü tıpkı kimlik kazanan Türk kahvesi, yaklaşık 500 yıldır misafirperverlik ve paylaşımın simgesi namına geleceğe aktarılıyor.

Türkler eliyle 16. yüzyılda geliştirilen ve “dünyada geçmiş” olduğu tamlanan pişirme metoduyla yapılan, hususi değirmen, cezve ve fincan gibi aş damı malzemeleri üretilen, antlaşma süresince için şiirler yazılan, ağababa sözlerine bahis olan ve türküleri seslendirilen Türk kahvesi, 2013’te “UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne girdi.

Misafir ikram, dini bayramlar, sohbetler ve kız isteme kadar merasimlerin olmazsa olması haline mevrut Türk kahvesi, çivi başına aynı kültürel öğeye dönüştü.

Yüksek birinci sınıf kıraathane çekirdeklerinden harmanlanan, çokça mufassal öğütülen ve tercihen kömür ateşinde yavaş yavaş kavrulan, tıpkı cezve sebebiyle su ve isteğe göre şeker hastalığı arttırma edilerek pişirilen, oldukça fincanlarla servis edilen, telvesinin dibe çökmesi üzere gelişmemiş tıpkısı süre muhtemel Türk kahvesi, dünyada espresso ile sunu çokça tüketilen kahvehane türü oldu.

“Süvari”, “menengiç”, “kamu”, “cilvebaz”, “mırra”, “dibek”, “devebatmaz”, “yandan çarklı”, “sağmal”, “çedene”, “nohut, “burçak” “zingarella”, “format-ı özel” ve “hilve” üzere kestirmece 40 çeşidi kâin Türk kahvesi, Türkiye’dahi yılda kişi başı 1 kilogram tüketiliyor.

Türk kahvesi 144 ülkede tüketiliyor

Telvesiyle izzetüikram edilen bir tane kıraathane türü olan, hafif kavrulmuşunda 50, mutedil kavrulmuşunda 59 ve çok kavrulmuşunda 65 ayrımlı ahraz ve nişanlık maddesi bulunan Türk kahvesi, ilkin Suudi Arabistan, KKTC, Hollanda, MEMLUK, Rusya ve Irak almak için 144 ülkede içiliyor.

Hafif kavrulmuşunda yaraşmayan, şekerli, meyvemsi, mutedil kavrulmuşta baharatımsı, kaba, meyvemsi ve tütünümsü özellikler, çok kavrulmuşta ise dağ, baharatımsı, odunsu ve toprağımsı ahraz ve nişanlık bulunan Türk kahvesinin yılda yaklaşık 24 milyon dolar ihracatı gerçekleşiyor.

Safranbolu’daki müze kahvenin tarihine çırağ tutuyor

Karabük’ün UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Safranbolu ilçesinde 3 sene evvel açılan “Türkiye Kahve Müzesi” ziyaretçilerini tarihte yolculuğa çıkarıyor.

“Anadolu’nun Kaybolma Kahveleri” ve “Kahvehane Atlası” kitaplarının yazarları Atilla Zayıf ile Verimli Saika, yıllardır edindikleri sınama ve birikimlerle oluşturdukları müzede, hem ziyaretçileri bilgilendiriyor hem üstelik Anadolu’nun bir nice bölgesinde ayrımlı şekillerde yapılan kahvelerden izaz ediyor.

Müzede, kahvehane yapımında beğenilen cezve, fincan, halk değirmeni, kavurma tavaları, terazi, kara tahta kaşık, akarsu küpü ve şeker kapları sergileniyor.

“Sonuç yıllarda kıraathane tüketimi artış gösterdi”

Cömert Saika, AA muhabirine, 1 Ekim’in “Acun Kahvehane Haset” adına kutlandığını, bu özel günde Türk kahvesinin yeryüzü önde yerini aldığını söyledi.

Kahvenin, dünyada petrolle gelişigüzel sunma çok ticareti yapılan ve sudan sonra yeryüzü çok içilen iz olduğunu tamlayan Sebep, “Türkiye’bile birlikte akıbet yıllarda kahve tüketimi çoğalma gösterdi. Birey başı istihlak bundan 10 sene öncesine kadar 50 gramlardayken demin 1 kilo 100 grama ulaştı. Kahvehane, Türk insanının hayatında mehabetli ayrımsız içecek. Bildirme majör, en güzel anlarımızda Türk kahvesi içiyoruz.” diye konuştu.

Müzede, kahvenin geçmişine ışık tuttuklarını nâkil Yıldırım, çeşitli yörelere has kahveler karşı şu bilgileri verdi:

“Cilvebaz kahvehane Manisa yöresine ilgilendiren, üzerine tekme kebap badem konulan ayrımsız çeşit. Batman Hasankeyf yöresine ilişik hilve kahvesi koz, bal ve sütle yapılıyor. Süvari kahvesi cam bardakta sunuluyor. Eskiden süvariler fincanı az buluyor. Kahve pencere bardakta sunulduğu üzere dahi adı böyle kalıyor. Gün Doğusu bölgesinde çokça makbul çitlembik kahvemiz var. ‘Yalancı’ dediğimiz ayrımsız kahve, zarfında kafein barındırmayan. Zaruret yıllarının yer muhteşem kahvesi bile nohut kahvesi. ‘Fakir tiryakinin kahvesi’ bile deniliyor, hala tüketiliyor.”

“Türk kahvesini dünyada elan tanınır kuzuluk tebliğ etmek üzere say içerisindeyiz”

Yıldırım, Türk kahvesinin sabahleyin ve meridyen düzlemi saatlerinde, sağılan çeşitlerinin dahi akşam saatlerinde tüketilebileceğini dile getirerek, “Türk kahvesini dünyada daha tanınır ayla tefhim etmek amacıyla faaliyet içerisindeyiz. Bu anlamda makine üreten firmalar yetişkin tıpkı katkı sunmaya başladı. Türk kahvesi makineleri üreten firmalar, bunları ihraç yazar acun insanına sundu. Türk kahvesinin pazarda çevrim geçtikçe büyüyen aynı grafiği var.” ifadelerini kullandı.

Bölgelere göre kahvehane tüketim çeşidinin değiştiğine meni fail Yıldırım, doğu ve güneydoğu bölgesinde imdi kebap, acı tatların, mağrip bölgesinde hoş kokulu, damla sakızlı, Karadeniz’de ise haddinden fazla kavrulmamış, belli belirsiz kahvelerin tercih edildiğini sözlerine ekledi.

Share: