Hatay’ın tıpkı tabakta sunulan lezzetleri: Gündüz Feneri kebabı ve patatesli bulgur köftesi

UNESCO’nun gastronomi alanında “Doğurucu Şehirler Ağı”nda saha düz Hatay’birlikte bir tabakta servis edilen Gündüz Feneri kebabı ve patatesli bulgur köftesi, hem göze hem bile damağa seslenme ediyor.

Yemekleri, mezeleri ve tatlılarıyla gastronomi turizminin balaban duraklarından biri olan Hatay’dahi Zenci kebabı ve patatesli ebebulguru köftesi üstelik tercih edilen lezzetler beyninde meydan alıyor.

Altınözü ilçesi başta görünmek üzere şehir genelinde öğle ve akşam öğünlerinde tüketilen yemeğin hazırlığı, Fellah kebabıyla başlıyor. Bıçakla sıradan parçalara ayrılan etler, zat yağında kavrulduktan bilahare domates, soğan, biber ve baharatlarla harmanlanıyor.

Patatesli ebebulguru köftesinin yapımı üzere de ilk namına haşlanan patatesler püre haline getiriliyor. Önceden ıslatılan ebebulguru, patates püresi, zeytinyağı, salça, kimyon ve memleha yoğrularak köfte halini alıyor.

Aynı tabakta servis edilen iki lezzet, UNESCO’nun gastronomi alanında “Yaratıcı Şehirler Zehir”nda kayran alan Hatay’ın mutfağına naz katıyor.

“Hatay’ımız eşsiz aşındırmak kültürüne erbap”

Altınözü Belediye Başkan Yardımcısı Leyla Ayvazoğlu, AA muhabirine, yerel ve ecnebi turistlerin kentin yemeklerine hayran kaldığını söyledi.

En haddinden fazla estetik lezzetlerden ikisinin alay malay sunulduğunu belirten Ayvazoğlu, “İki aşındırmak çeşidimiz bile Altınözü’ne has yöresel lezzetlerdir. Bizim patatesli ebebulguru köftemizi başka köftelerden ayıran yer muhteşem özelliği, yöreye başmaklık kurutulan biberle yapılıyor olmasıdır. Altınözü zeytinyağıyla yapılan Gündüz Feneri kebabımız ve patatesli ebebulguru köftemizi buraya mevrut misafirlerimizin beğenisine sunuyoruz. Hatay’ımız misilsiz yemek kültürüne ehil. Bu lezzetin tanıtılması ve yaşatılması namına çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” diye konuştu.

Antakya Gastronomi Derneği Başbuğ Yardımcısı Yıldırak Budak da iki yemeğin birbirini haddinden fazla gür tamamladığını dile getirdi.

Aşçı Abdullah Kuşçu dahi 35 almanak çığır hayatında yöresel yemekler konusunda çalıştığını rapor ederek, bodur sürede hazırlanan Arap kebabı ve patatesli bulgur köftesinin inandırıcı olduğunu anlattı.

Yemeğin hem göze hem birlikte damağa hitap ettiğini kaydeden Kuşçu, “Birbirinden ayrılmaz yerel lezzetimizi aynı tabakta servis ederek insanların beğenisine sunuyoruz.” dedi.

Share: