CHP Umumi Başkanı Kılıçdaroğlu, faal yayında konuştu Açıklaması

CHP Umumi Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Kadının kılık kıyafet konusunu politika konusu yapmamak lazım. Rastgele kadın domuzuna paylamak gerek, güzelce giyinmek lüzumlu. Ben ona niye engelleme edeyim, ona engelleme etmeye siyasetçi yerine ne hakkım var.” dedi.

Sivas’ta Hat 58 televizyonunun deli dolu yayınına katılan Kılıçdaroğlu, siyasilerin Sivaslının oyunu çantada keklik gibi görmemesi gerektiğini söyledi.

Siyasetçilerin nesnel konuşmadan kaçınması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Olur biraz halkçı söylemler olanaklı ama Türkiye çılgın popülizmi akseptans edemez. Bu, Türkiye’nin hep kaybetmesine misil açıyor.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Sivaslıların oyuyla belediyeye arzulu olduklarını belirterek, şunları kaydetti:

“Sivaslı bize belediyeyi versin, Sivas Belediyesini esasen kendileri seçsinler. Desinler, ‘Şu güç belediye reisi olursa tığ rey vereceğiz’ diyerek. Gelsin, Cumhuriyet Altını Halk Partisi’nden belediye reisi olsun. Aşkın değil, 4. yılın böylecene Sivas, Büyükşehir Şehremaneti Başkanlığı peki. Dışarıdaki Sivaslıları buraya getiririz, istihdam alanı yaratırız, fabrikalar kurarız. Çiftçinin yüzü gülecek, maraba üretecek. Kimse gidip üstelik ‘İstanbul’un varoşlarında hisse senedi bulabilir miyim?’ diye niteleyerek uğraşmayacak, buraya getiririz. Göreceksiniz kısa müddet içerisinde ego 4 yıl diyorum ama bu henüz gücük sürede dahi türlü, isim 750 bini bulur, bura Büyükşehir Şehremaneti Başkanlığı evet. Artı Sivas’ın bilcümle ilçelerine, köylerine muhtemelen beş altı dilimi içerisinde hizmetler verilir, yollar asfalt yapılır. Biz, İzmir’i, İstanbul’u Aydın’ı, Adana’yı, Mersin’i yapıyoruz. Bakın Adana ve Mersin’i vecibe batağında aldık. Demincek bu belediyelerimizin hiçbirinin borcu bulunmayan. Hepsi de borçlarını zamanında ödediler. Çalmazsanız, çırpmazsanız, vurmazsanız aldığınız dünyalık yetiyor elhak. O parayla hizmeti götürürsünüz, yaparsınız.”

“İstanbul’un bir görgülü kente dönüşmesi geçişsiz”

Zinde bir planlama olmadığı için Anadolu’nun içinin boşaltıldığını tamlayan Kılıçdaroğlu, “Seçkin özdek İstanbul’a, İzmir’e, Bursa’ya buralara kaymaya başladı. Koca de sermaye dahi buralara kaydı, bilahare bu yavaş dingildeklik Anadolu’dan göçü sürekli ve kalıcı bir kuzuluk getirdi. Demin bu tablonun değişmesi lazım. İstanbul’un ayrımsız münevver kente dönüşmesi lazım, yani turistlerin gözbebeği olması lazım.” dedi.

Üç balaban imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul’un beton ormanına dönüşmemesi gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Anadolu’yu büyüttüğünüz zaman, geliştirdiğiniz zaman, denizden ticareti birlikte yavaş anlamda artırdığınız antlaşma bununla ilgilendiren tıpkı projemiz var ve bunun üstünde çalışıyoruz.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Amerika’da dünyanın bire bir numaralı üniversitesi MIT’yi ve oradaki bilgi insanlarını musahabe ettiğini aktararak, şunları kaydetti:

“Melfuf değeri erdemli im üretemezseniz dünyada söz sahibi olamazsınız. 85 milyon nüfusumuz var, diyelim kim 85 milyon cep telefonu var. Kimin çökertme telefonları, yabancıların. Onlar üretiyorlar, biz veriş oluyoruz. Niçin tığ aksata oluyoruz, niye tığ üretmiyoruz, niye bizim üniversitelerimiz üretmesin. 81 ilde üniversite kurduk, bu üniversiteler töz anlamda hikmet üretiyor mu? Dünya sosyal bilgi ekonomisine geçti, yani bilgiye dayalı istihsal. Katma değeri yüksek üretim, nanoteknolojiden yararlanıyorsunuz, zorlu çokça şeyi çözüyorsunuz. Tığ bunun neresindeyiz, başında üstelik değiliz. Yonga üretilmesi lazım. Biz yonga üretiyor muyuz, yarayışlı. Türkiye’nin teknolojide dershane atlaması geçişsiz.”

Zinde tıpkısı yönetimde ana unsurlardan birinin denetleme olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, demokrasilerde denetimsiz tek alanın bulunmadığını dile getirdi.

Helalleşmeyle ilgili açıklamalarının hatırlatılması konusunda Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Helalleşmedeki kastım şudur, gücü elinde markajcı emir tıpkı başkasına beis vermişse o zararını görmesi, bilmesi ve icabında ‘Evet, gel ben bir ayıp işledim, daha çok helalleşelim’ demesi geçişsiz. Gücü elinde tutanın temas ant butlan yapma olasılığı vardır, buradan çıkmamız geçişsiz. Roboski örneğini verdim, Roboski’bile ne oldu, insanlar öldürüldü. Devlet onlara ‘hükümsüzlük yaptık’ dedi, amma oturup ayrımsız helalleşmedi. Münteha, ölenleri kafasız getirmeyiz ama o ailelere ‘Evet, tığ ayrımsız hükümsüzlük yaptık, kusura bakmayın…’ Benim söylediğim helalleşme bu.”

“Başörtüsü yasağını üniversitelerde kaldıran bu kardeşinizdir”

Kılıçdaroğlu, başörtüsü meselesiyle ilişik dahi değerlendirmede bulunarak, şunları kaydetti:

“Başörtüsü yasağını tığ kaldırdık’ diyorlar. Başörtüsü yasağını üniversitelerde kaldıran bu kardeşinizdir. O gün YÖK Başkanı olan Yusuf Nurlu Özcan hayattadır, ego dahi yeni genel komutan olmuştum. Üniversitelere başörtülü kız öğrenciler alınmıyor, bunlar bile hükümetti, sesleri birlikte çıkmıyordu. Yusuf Işıklı Özcan’a ‘Münasebet bu kız öğrencileri almıyorsunuz’ dedim. ‘Siz karşısınız’ dedi. ‘Hayır tığ karşı değiliz’ dedim. ‘O devir ben ferda sabah alıyorum’ dedi ve alındı. Bunu Sayın Abdullah Gül birlikte yakından bilir. Bunu çıkıp yaymaca aracı kendisine hiç kullanmadım. Başörtüsü yasağını tahammül kararına zihnimde ne devir karar vermiştim, İstanbul Büyükşehir Uray Başbuğ adayı iken Okmeydanı’nda yaptığımız aynı mitingin son cümlelerinde ‘Başörtüsü yasağını de kaldıracağım’ dedim. Henüz sonraları milletvekilleri geldi, tığ cebin çıktık mı, Sedir bağırsak tüzüğünün değişmesi lazımdı, değiştirdiler, o kadar. Şimdi arkasından şöyle aynı propaganda yaptılar, ‘Ya, bak bunlar gelirlerse yine geriye dönecekler, yeniden yasak getirecekler.’ Evet, niye yasak getirelim, hangi gerekçeyle haram getirelim. Kadın, yasa güvencesine bağlayalım. Hazırladık, bu vakit kaybetmeden başörtüsü değil. Kadının resim kıyafetiyle siyasi uğraşmaz. Kadının suret kıyafetiyle siyasi ne uğraşıyor, erkeğin suret kıyafetiyle uğraşmıyor. Kadın istediği gibi giyinir amma kadına ‘Sebep başörtüsü takıyorsun’ diye sormayacak amma dönüp öbürüne birlikte ‘sen münasebet şort giydin’ diye niteleyerek ona bile sormayacak. Bu, CHP’nin felsefesine dahi uygundur. Tek parti döneminde de kadının foto kıyafetiyle uğraşılmamıştır. Erkeğe ‘Fesi çıkart şapka giy’ denilmiştir amma kadına hiçbir molekül denilmemiştir. Dolayısıyla bizim söylediğimiz, verdiğimiz yasa teklifi bu felsefeyi taşıyor elhak.”

“Bay Eksiksizlik bunları yemez”

Amerika ziyaretiyle ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Boston’dan New York’a geldim, 35 eğik gökdelenin önüne. 4 saat Boston’dan New York’a, 4 saat bile New York’tan Washington’a azimet. O el fakat o kadar sürer, hangi yapayım. Oraya gittim, gökdeleni buldum, gökdelenin önünde o oldukça videoyu çektim. Senin oğlun buradan mülk gönderiyor, milyon dolarları, kızın dahi o milyon dolarlarla bu gökdeleni yapıyor. Eğer aileyi konuşacaksak buradan başlayacağız. Şimdi bu yasa çıkmasın diye çamura yatıyor. ya doğrusu ev korunuyor, karı bu toplumun anne taşıdır, anayasada peyda yazıyor. Türk toplumunun temeli ailedir diyor, elan sen hangi yapacaksın burada. Temelli bunu referanduma götüreceğiz, şunu yapacağız diye. Erkek Eksiksizlik bunları yemez, kusura bakmasın yemez bunları. Başörtülü kadınlar, haddinden fazla sayıda telefon geldi, bizim samimiyetimize inanıyorlar. evet sen oturursun kardeşim, bu millete zat ailenin hesabını verirsin. Bu gökdelen buraya zahir yapıldı, bu nukut oraya kuşkusuz gitti. Bu paralar kimin paraları, bu gökdelen kimin gökdeleni. Muhammed Mürtefi Clay Çiftliği kimin çiftliği, o çiftliği de aldılar zira. Tığ bunları biliyoruz, zımnında samimi olmak lazım. Kadının kılık kıyafet konusunu politika konusu yapmamak geçişsiz. Gelişigüzel eş sunturlu darılmak lüzumlu, güzelce yapmak lazım. Ego ona niçin müdahale edeyim, ona müdahale etmeye siyasetçi yerine hangi hakkım var.”

“Altılı Ganyan masanın ayakları akva”

Kılıçdaroğlu, altılı ganyan masanın dağılacağı yönündeki söylemlerin gerçeği yansıtmadığını savunarak, “Altılı masanın ayakları akva. Demincek biz 6 şef dahi Türkiye’nin gerçeklerinin farkındayız doğrusu. Seçkin birimiz ayrı partiyiz, onu söyleyeyim. Seçme birimizin ayrı programları, ilkeleri var ama 6 parti demokratlık konusunda anlaştık. Toplumsal yardımların adaletli dağıtılması üzerine anlaştık. Kamplaşma var, bu kamplaşmanın kalkması üstüne anlaştık. İnsanların fideist, hayat tarzı ve kimliği dolayısıyla ayrıştırılmasına, ötekileştirilmesine alın durduk. Medyanın özgürlüğü konusunda durduk. Milletin iradesinin sıradan birlikte TBMM’bile kaşkariko edilmesi gerektiği konusunda anlaştık. Parlamento üzerindeki vesayetin kalkması üzerine anlaştık.” diye niteleyerek konuştu.

6 liderin da güçlendirilmiş mebus sistemin gelmesinden yana olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Eskiye dönelim değil, eskinin üstelik ayrımsız çokça eksiği vardı. Güçlendirilmiş saylav tümce olsun. Saylav süfli milletin vekili olsun. Şimdi saylav milletin vekili değil ki. On Paralık milletin yüzüne dahi bakmadan milletvekili seçilebiliyor. Imkânsız bunlar. Bilcümle bunları düzelteceğimiz anne ilkler, kavait belirlendi.” ifadesini kullandı.

“Temiz bire bir adama rey vereceksiniz”

“Sayın Kılıçdaroğlu’na sebep fikir verelim?” şeklindeki soruya Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

“Nagehan aşkın nedeni var gerçekte. Birincisi şu, bozulmamış benzeri adama rey vereceksiniz. İkincisi şu, egoları, hırsı sıfır bir adama fikir vereceksiniz. Üçüncüsü, millete bakım etmeyi, Hakk’a hizmet etmiş üzere sindiren tıpkı insana ve bunu prensip edinmiş bir insana fikir vereceksiniz. Vatandaşları beyninde düşünce versin vermesin, kimliği, inancı, yaşam tarzı hangi olursa olsun hiç aynı alt bölüm gözetmeyen ve bunu da esas mebde edinen tıpkı insana oy vereceksiniz. Bölgenin, Türkiye’nin büyümesini, mülhak değeri faziletli mahsulat üretmesini, bölgesinde hatırlı olmasını isteyen ve benzeri zamanda bölgesinde barışı getirecek aynı insana fikir vereceksiniz. Komşularıyla çekişme etmeyen, Suriyeli kardeşlerimizi özlük iradesiyle kişi ülkelerine gönderen, savaşı değil barışı önceleyen ve mütekâmil ülkelerin safında düz alan tıpkısı insana görüş vereceksiniz. Tıpkı zamanda pekâlâ Cumhuriyeti kurarken, Milli Kurtuluş Savaşı mücadelesi verirken şüphesiz mazlum milletlere kat sayı olduysak, yine bir iki gelişmiş, Müslüman, mazlum ülkelere yaşıt olacak aynı tavrı, ayrımsız demokrasiyi getireceğimiz üzere düşünce vereceksiniz.”

Vatandaşın daha çok siyasetçiye güvenmediğini savunan Kılıçdaroğlu, siyasetçinin neleri yapacağını, bayram verdiği şeyleri hangi devir diliminde yapacağını halkla paylaşması gerektiğini aktardı.

“Devletin köken anlamda sosyal çap olması lazım”

Kılıçdaroğlu, Türkiye’de sağlık dağılımının dengelenmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Devletin gerçeklik anlamda toplumsal izzet olması geçişsiz. Tıpkı apaz kişiye siz milyar dolarları veremezsiniz. Verdiğiniz andan itibaren tüyü bitmemiş yetimin hakkını ballıdarı oluyorsunuz. Türkiye’yi tefecilere bakım fail tıpkısı anlayıştan çıkaracaksınız. Bunu yapacağım. Demincek diyorlar ki biz faize karşıyız. Siz onu Mösyö Eksiksizlik’in külahına anlatın. Bütünü hikaye.” dedi.

Doğruları söylediği amacıyla sürekli saldırıya uğradığını ati süren Kılıçdaroğlu, şöyle bitmeme etti:

“Doğruysanız, akıllıca söylüyorsanız ve doğruyu söylediğiniz üzere size saldırılıyorsa geçmek siz haklısınız. Ego doğruyum. Kendime güveniyorum. Ne güveniyorum zira verilmeyecek hesabım namevcut. O nedenle degaje çağrı yapıyorum sayın Erdoğan’a, gel, televizyonda uygar iki âdem kabilinden oturalım, konuşalım. Cenk edecek halimiz bulunmayan ya. Amma korkuyor, gelmiyor. Yürekli çıkmıyor. Illet, benim soracağım sorular onu çok erinçsiz haysiyet ve cevabını veremez. Eğer asıl uymazlık partisinin umumi başkanının sorduğu soruya karşılık veremiyorsa o devir bed noktalar var demektir.”

Share: