ADLI YÜZLERİN SESLERİ – Ahmet Tekeş: Dijital platformlar sektörü bir dirhem toparladı

Dublaj sanatçısı ve yönetmeni Ahmet Tekeş, “Liyakatin haddinden fazla kocaman olduğunu düşünüyorum. Bizim de özlük işimize saygımızı göstermemiz gerekiyor. Bu işe almak, bu işi fayrap etmek o kadar bayağı olmamalı. Olacaksa de galiba bire bir süreç geçmeli ve temas şeyi denemeli bence.” dedi.

Kariyeri boyunca “Ninja Kaplumbağalar”, “Dijimon” ve “Vikingler” adlı yapımlarda dublaj fail Tekeş ayrıca “Titanic”, “Prison Break”, “Gladyatör”, “Kelebek Etkisi”, “V For Fendetta”, “Yeşil Yol” ve “Kasımda Aşk Başkadır” adlı unutulmaz yapımların ise seslendirmelerini yönetti.

Kayseri’dahi 1980’da dünyaya mevrut Tekeş, seslendirme ve seslendirme sektörüne lacerem girdiğini, sektörün geçmişini ve bugününü AA muhabirine anlattı.

Ahmet Tekeş, Etiler Lisesi’nde okuduğu dolaşma tıpkı arkadaşı aracılığıyla seslendirme işine girdiğini belirterek, “Gittiğimiz o şirkette Fatoş Ahu diye tıpkısı yönetmenimiz vardı. O beni çokça tuttu. Aynı çevrim bana ‘Liseden sonraları ne yapacaksın?’ diye niteleyerek sordu. Uludağ Üniversitesi İşletme Fakültesini kazanmıştım. ‘Bence sen oraya gitme. Senin burada bire bir geleceğin var.’ dedi. Ego dahi ‘Tamam’ dedim ve 16 yaşımda başladım. İlk seslendirdiğim, ‘Yakari’ adındaki tıpkı çizgi filmde, asıl karakterin arkadaşıydı. Atın üstünde geliyordu ve onu konuşmuştum. Cümle çokça şaşırmıştı. Çokça hudayinabit gelişen tıpkısı olaydı. Anca bir karakter yoktu ve eş yoktu. ‘Haydi gel’ dediler. Girdiğimde yaptığıma haddinden fazla şaşırdılar kıtipiyoz. Hakeza başladım ve sonradan aktı gitti.” diye konuştu.

“Bizim dahi kişi işimize saygımızı göstermemiz gerekiyor”

Yıllar ortamında dublaj yönetmenliğine geçtiği için sektördekilerin kendisini direktör olarak gördüğünü nâkil Tekeş, “Gerçekte ben dublajı çokça seviyorum ve yıllardır seslendirme yapıyorum. Birçok afi konuştum. Sungun Babacan Ağabeyden bilahare ‘Kermit’i konuşma şerefine nail oldum. Çok cafcaf yaptım ama ‘Şu rolü çokça bol konuşuyorum.’ demem. Ona izleyenler değişmeyen versin.” ifadelerini kullandı.

Ahmet Tekeş, dublaj ile seslendirme sektörünün ağır ezgi ve hususi bire bir alan olduğunun altını çizerek, şu bilgileri verdi:

“Bence biz yaptığımız işin karşılığını almıyoruz. Ücretler azaldı. Benden öncekiler ‘Cebimiz parayla dolardı, ne yapacağımızı bilemezdik.’ derdi. Her An paramızı alamamaya başladık ama ara sıra krizler vardı. Bunlar bittabi etkilemiştir fakat bence bu çağ hak ettiğini almıyor. Sayısal platformlar girince birazcık toparladı diyebiliriz amma esasen de anca değil. Yani sendikayla ilgili bazı gelişmeler var. Şimdi uğraşılıyor. Zira bence muamele payı çok efdal bire bir kısım.??????? Ego liyakatin çok mefret olduğunu düşünüyorum. Bizim da kişi işimize saygımızı göstermemiz gerekiyor.”

“Benim başladığım dönemde dublaj çok iyiydi”

Seslendirme yaptığı dönemde yaşadığı anılara birlikte değinen Tekeş, “2003 evet birlikte 2004 yılında TRT’bile ayrımsız film alıyoruz. Neşeli ayrımsız Kore filmiydi. Ilk Sav Ülker’in, sonra Beklenti Belen’in, bilahare de benim repliğim var. O kadar kalabalık kim 30 gönül var içeride. 5 mikrofon var ve hep sırası gelince giriyor. Bizden önceki Sav Abla var ama onun üstelik kulaklığı namevcut. Duymadığı amacıyla onun repliği geçince dahi söylemeye devam ediyor. bu arada Ümit’in ve benim repliğim bile geçiyor. Vasıta devam ediyor, durduramıyoruz. Şanlı Gül ve Sezai Ziyalı kabil o büyüklüğünde yetişkin insanlar var ki. Yönetmen durdurmayınca tığ de ayrımsız özdek yapamadık. Öyle geçmişti. Sorun Bacı hepimizin repliğini tek başına okumuştu. Fakat tulum pusat çok keyifliydi. Şu dakika yaptığımız gelişim bunaltıcı. Stüdyo sayısı fazlalaşınca ve para dahi azalınca gayda anahtar bitti. Zira bundan sonra iş yapıp bundan sonra dünyalık ahzetmek istiyoruz. Çünkü bir vakitler bir işle kazandığımız parayı şu zaman üç işle kazanmaya çalışıyoruz. Bu birlikte bence kaliteyi düşürdü.” dedi.

Tekeş, mesleki ülkü olarak türe ettiği konuma mevrut benzeri bölüm fon ettiğini aktararak, “Dublajcının benzeri özelliği vardır; bahtiyar ve huzurluysa evire çevire gelişim çıkar. Benim başladığım dönemde seslendirme haddinden fazla iyiydi. Deminden hem suret yükseldiği hem birlikte koparmak bu kadar niteliksiz olduğu için kalite düştü. Benden geçmiş devir çok mebzul bir dönemdi. Oradan insanları birlikte yavaş yavaş kaybediyoruz. Sungun Babacan, Sezai Kültürlü, Istek Akın, Kıvrılma Parscan… Bence dublaja eksiltmek bu kadar süssüz olmamalı.” diye niteleyerek konuştu.



Share: